Okul ortamını seviyorum ve okulda kalmadığıma çok pişmanım. Hayatımdaki pimanlıklarımdan biridir. Daha modern, enerjik, dinamik yaşayan bir ortam. Üretim merkezi zaten. Tam bana göreymiş. Ben de kendimi ileri görüşlü bilirdim. Ama bu iş konusunda önümü görememişim. İtü’de bir hocayla karşılaştım. Bana hikayesini şöyle özetledi. Babam esnaftı, esnaf olmayı düşünüyordum ama onu kaybedince önümde iki seçenek kaldı. Ya öğretim görevlisi ya da memur olacaktım. Memurluk bana göre değil dedim ve doğru kararı verdim dedi. Ben de memur olmayı düşünmemiştim. İnsan mezun olurken çok idealist oluyor. Ayakları yere basmıyor, hayalleri oluyor. Oysa ki iş ortamı, piyasa öyle mi?özelde çalışır ne işler yaparım diyordum öylede başladım ama baktım ki o işler öyle olmuyor burası Türkiye. Neyse velhasıl her şey kader kısmet. Ötesi yok. Plan programla hayatın getirdikleri uymuyor.
Bu konu bilgi üniversitesinden çıktı. Kuzenim orada okuyor. Beni de bu defa Santral kampüsüne götürdü. Eski Silahtarağa Termik Santrali burası. Santral, İstanbul’un elektrik güç kaynağıymış ve 20 yıl önce terk edilmiş. Üniversite böyle yerleri alıp restore edip kullanıyor. Çok beğeniyorum. tarih ve modernizmin iç içe ve öyle hoş olmuş ki.
Kampus içinde iki meşhur restoran-cafe var. Santral tamirhane ve otto. İkisi de çok şık. istanbul'a hitap ediyorlar ve moda yerler...özellikle ottonun müdavimi çok. okuldan çok dışarıdan takılıyorlarmış buraya.
Beni en çok etkileyen bahçesi ve müzesi oldu. Kocaman ağaçlarla dolu. Her yer çim. Baharda ya da yazın çınarı götürüp bırakmak istiyorum koşsun gönlünce.
Beni en çok etkileyen bahçesi ve müzesi oldu. Kocaman ağaçlarla dolu. Her yer çim. Baharda ya da yazın çınarı götürüp bırakmak istiyorum koşsun gönlünce.
Ve tabii enerji müzesi. Çok eğlendim keyif aldım. değişik deneyimler yaşıyorsunuz. gidin, deneyin, görün derim. Sergi alanıda vardı ama bende orayı gezecek hal kalmamıştı (konferans çıkışı akşam gittim çok yorgundum)
Enerji müzesi çocuklar için çok eğitici, öğretici bir yer. Eğer 3-4 yaşından büyük çocuğunuz varsa istanbula gidince ziyaret etmenizi şiddetle tavsiye ederim. Çok güzel düşünmüşler. Uygulamalı birçok şeyi görebiliyorsunuz. çocuk atölyeleri var. Çınar büyüyünce hafta sonları götürmeyi düşünüyorum. Programlar çok güzel, çocukların bilim adamı yetişmesi için ideal bir ortam yaratılmış. İlgili sayfaların linkini ekledim.
Daha önce Dolapdere kampüsüne gitmiştim. Oranın da mimarisi süperdi. Eski araba fabrikasıymış burası da. Bir Yeniden İşlevlendirme Örneği diye geçiyor. 2 .binası da Avrupa çelik tasarım ödülü almış. İçi de çok hoş, dekoru. Kırmızı her yer. Geçişler falan. Yurtdışındaki özel birkaç üniversiteye benzettim.böyle dönüşümler ne kadar şık ve heyecan verici değilmi?
Diyeceğim şu ki İstanbul’da imkan çok ama yaralanırsanız tabii. İstanbula bu gidişimde adres İstanbul, enerji müzesi, gerekse Beyoğlu ve sıraselvilerde gittiğim cafe-restoranlar, gerekse laleli taşhan bana kendimi tarihin içinde ya da modern avrupa’da hissettirdi.
Bu kadar yazınca epey gezmiş olduğumu anladım…ve esas gittiğim ve katıldığım ecocity konusuna bir türlü gelemedim. Onu da uzun uzun anlatacağım. Yazacaklarım bitmiyor. Çınara da henüz sıra gelmedi.
Hiç yorum yok