Yolun yarısına gelmişim…
artık doğumgünümün gelmesini istemiyorum kutlamak da. Moralim bozuluyor. Eskiden büyümek isterdim çokkk. Şimdi de küçülmek istiyorum.
İnsan belli bir yaştan sonra zamana yetişemediğini düşünüyor. Daha yapacak ne çok şeyim var. sanki bunca yılım boşa gitmiş, hiçbirşey yapmadan geçmiş gibi. Ben böyle hissediyorum.
Değiştim çokkk. O asi, inatçı, hırslı, tuttuğunu koparan elif gitmiş sakin ve huzurlu elif gelmiş. artık en önemli şeyin sağlık olduğuna inanan, sadece ailemle sağlıklı günler geçirmek isteyen elif var. Zaman mı bunu yapıyor bilemiyorum. Ama ben değiştim. Ehlileştim, evcilleştim. Nasıl bir şey bu bilemiyorum. Evrime mutasyona uğradım sanki. Böyle olmak için bu yaşamı gelmek mi gerekiyordu bilmiyorum.
Kendimi yeni yeni keşfetmeye başlıyorum. Ama üzgünüm çünkü geç kaldığımı düşünüyorum. Yaşlandım sanki yapacaklarım için zaman yokmuş gibi. Sanatla yeni yeni iç içe olmaya başladım. Yazarlık, tiyatro hevesimi yeni yeni keşfediyorum. Geçen gün bir tiyatro kursu veren bir yerde derse katıldım. Ve çokkk hoşuma gitti. Neleri kaçırdığımı, geç kaldığımı bir kez daha anladım. Hep gençler vardı zaten.
Yapmak istediğim ne çok şey var. biz şansız bir nesilmişiz. Ya da ben öyleydim. Şimdiki çocuklar gibi şanslı değildim. önlerinde onca seçenek, ilgi alaka o biçim. Zar zor okuduk öyle paralı üniversitelerde yoktu artık parayı bastıran alıyor diplomayı. Üniversiteyi kazanmak için ne çok çalışmıştık. maddi imkansızlıklardan mı yoksa gereksiz bulunduğundan mı bilmem ama sanata çok uzak büyümüşüz. Memur çocuğuyuz işte. Ancak babamız çalışıp iki çocuğunu okutabildi. Öyle enstrüman, resim, müzik, tiyatro vs. hiçbir sanatsal aktiviteye katılamadık. Belki de il il dolaştığımızdan böyle kurslar var mıydı haberimiz bile olmadı. Ama halen kendimi merak ediyorum. Acaba neye yeteneğim yatkınlığım var. ne yapsam severek yapardım ve başarılı olurdum.
Hatta en çok hayıflandığım üzüldüğüm şey İngilizcemin iyi olmaması. içimde uktedir. ağaç yaşken eğilir boşa dememişler. Üniversitede başladım kurslara ama olmadı yaklaşık 10 sene (ara vererek tabii) kurslara devam ettim. Ama halen teknik İngilizcem, şöyle çeviri yapabilecek, konuşacak seviyede yok. Ve bu yüzden çok güzel iş imkanlarını kaçırdım.
Düz okullarda okudum. Öyle kolej, Anadolu lisesi, fen lisesi gibi okullarda verdikleri İngilizce eğitimi yoktu. İngilizce derslerimize başka öğretmenler girerdi ya da boş geçerdi. Yani küçükken İngilizce öğrenmem imkansızdı herhalde. Ben bu sınavlara bile girmedim. Çünkü erzurumun dumlu diye bir köyünde oturuyorduk düşünün ilkokul 4.sınıftan orta ikiye kadar böyle bir yerde yaşadım. Bir çocuk için en önemli yıllar. Kendini doldurup öğreneceği seneler…
Neler kaybetmiş kaçırmışım orada yaşadığım üç yıl boyunca kimbilir.
Hayat böyle işte bazı şeyler yanınızdan geçip gider tutup yakalayabilirseniz şanslısınızdır. Yoksa ikinci bir şansınız olurmu bilemem. Ama herkesin bir şansı olduğuna inanıyorum.
Şimdi Annelik var. ayrı bir tad. Hayatın başka bir anlamı. Zaten hayatımda yaptığım en güzel şey bu diye düşünüyorum. Beni çok mutlu eden, tatmin eden şey. Tabii annelik her şeyin yerini almıyor eksiklikleri kapatmıyor ama en azından boğuşmanızı önlüyor. Öncelikleriniz farklılaşıyor. Belki de ilk kez emek verdiğiniz, çaba sarfedip yaptığınız bir çalışmanın sonucunu gün gün önünüzde filizleşmesini, büyümesini, ortaya çıkmasını görüyorsunuz ve bunun verdiği bir haz var.
Umarım benim yapamadıklarımı oğlum yapar. Yani kendisini mutlu edecek yeteneklerini keşfeder ve sevdiği bir iş yapıp başarılı olur…
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok