çok hoşşş

Asıl eksiklik eksik olduğumuzu düşünmekti. Asıl eksiklik çareyi başkasında aramaktı. Hayatın matematiği farklı; iki yarımı toplayınca bir etmiyor. İnsan tek başına mutsuzsa başka biriyle de mutlu olamıyor. Önce yalnızdık. 9 ay boyunca karanlık bir yerde dışarı çıkmayı bekledik ve dünyaya ağlayarak geldik. Pişman gibiydik. Ya da mecburen gelmiş gibi. Biraz büyüdükten sonra kendimizi bildiğimiz anda içimizi kemiren kalbimizi kurcalayan o tuhaf duyguyu hissettik: Bir yerde bir eksik var dedik. Korktuk. "Bunun sebebi ne?" diye sorduk kendimize. Cevabı yapıştırdık: "Demek ki sahip olmadığımız bir şeyler var. O yüzden eksiklik hissediyoruz". Peki neye sahip olmamız gerekiyor? çocukken "yaşımız küçük" diye düşündük. Her istediğimizi yapamıyoruz. Kurallar yasaklar var. Büyüyünce her şey yoluna girecek. Büyüdükçe Bir şey degişmedi. Yine huzursuzduk. İçimizden bir ses aynı sözcükleri fısıldıyordu: "Bir eksik var. Kafamız karıştı. Nasıl kurtulacağız bu igrenç duygudan? Nasıl geçecek bu? Aklımıza yeni cevaplar geldi: Okulu bitirince geçecek. İşe girince geçecek. Para kazanınca geçecek. Tatile gidince geçecek. Okulu bitirdik. Diploma aldık. İşe girdik. Kartvizit aldık. Çalıstık. Para kazandık. Taşındık. Araba aldık. Çalıştık. Eve yeni eşyalar aldık. Tatile gittik. Dans ettik. Terfi ettik. Kartviziti değiştirdik. Daha çok çalıştık. Daha çok para kazandık. Çalıştık. Çalıştık. Geçmedi. "Bir yerde bir eksik var" hissi hala orada duruyordu. Bu sefer de "Sevgilimiz olunca geçecek" dedik. "Yalnızlığımız sona erince bu illetten kurtulacağız. Beklemeye başladık. Derken biri çıktı karşımıza. aşık olduk. Ve anında başka biri olduk. Daha güçlü daha guzel daha akıllı biri. Hesap cüzdanları kartvizitler hatta ilaçlar bile böyle hissetmemizi sağlamamıştı. Sevgilimizin gözlerinde daha önce bize verilmemiş kadar büyük sevgi ve hayranlık gördük. Sevgilimizin gözlerinde Tanrı' yı gördük. Işığı gördük. "Tünelin ucundaki ışık bu olmalı" diye düşündük "kurtulduk". Sonra bir gün daha dün bize deli gibi aşık olan insan çekip gidiverdi. Ya da artık eskisi gibi sevmediğini söyledi. Ya da başka birine aşık olduğunu söyledi. Ya da daha kötüsü başka birine aşık oldu ama söylemedi. Telefonu açmamasından elimizi tutmamasından sevişmemesine bahane bulmak zorunda kalmamak için biz uyuduktan sonra yatağa gelmesinden anladık bir terslik olduğunu. Belki de sevmekten vazgeçen veya terk eden sevgilimiz değildi bizdik. Fark etmez. Sonuçta aşk bitti. Şimdi her yer bomboş. Şimdi tekrar yalnızız. Başladığımız yere döndük. Yıllarca uğraştık eksiğin ne olduğunu bulamadık. Halbuki her şeyi denedik her yere baktık. Öyle mi? Bakmadığımız bir yer kaldı. İçimize bakmadık. Eksik parçayI dışarda aradık ama içimizde saklı olabileceğini akıl etmedik. Birilerini sevdik birileri bizi sevsin diye uğraştık ama kendimizi sevmedik. Şaşıracak bir şey yok tabi ki sevmedik. Kendimizi sevsek bu kadar koşturur muyduk? Canımız yanmasın diye duvarların ardına saklanır mıydık? Kendimizi boş sanıp doldurmaya uğraşır mıydık? Terk edilmekten korkar mıydık? Asıl eksiklik eksik olduğumuzu düşünmekti. Asıl eksiklik çareyi başkasında aramaktı. Hayatın matematiği farklı; iki yarımı toplayınca bir etmiyor. İnsan tek başına mutsuzsa başka biriyle de mutlu olamıyor. "Herkes beni sevsin" diye uğraşınca kimse gerçekten sevmiyor herkes sevgisine şart koyuyor sinir koyuyor. Oysa "kendime duyduğum sevgi bana yeter" diye düşününce kendimizi olduğumuz gibi kabullenince yarım tamamlanıyor. Her şey bir oluyor. İste o zaman perde aralanıyor. Acı diniyor. İste o zaman başka `bir`i bir araya gelerek hesabın kitabın korkunun kaygının hüküm sürdüğü sahte bir sevgi yerine gerçek bir sevgi yaratılabiliyor. Sonsuz Sevgilerimle..... CAN DÜNDAR

2 yorum

  1. "Sevgilimizin gözlerinde daha önce bize verilmemiş kadar büyük sevgi ve hayranlık gördük. Sevgilimizin gözlerinde Tanrı' yı gördük. Işığı gördük. "Tünelin ucundaki ışık bu olmalı" diye düşündük "kurtulduk"."

    Çok güzel bir yazı ve tanımlama.Sanırım herkesin ortak bir tarafını ortaya koyuyor.

    YanıtlaSil
  2. çok güzel bir yazı elifcim.Paylaştığın için teşekkürler.

    YanıtlaSil