“İngiltere başta olmak üzere Avrupa ülkelerinde, ABD ve Avustralya’da, insanların sıklıkla hak olarak kullandığı bir uygulama var. Hayatlarında bir sayfayı kapatıp diğerini açmadan önce bir yıl mola alıyorlar. Gap Year (Boş Yıl) deniyor buna. Liseyi bitirip üniversiteye başlarken, iş hayatına atılmadan önce, evlenmeden önce, kariyer değiştirmeden önce başka şeyler denemek, başka hayatlara bakmak, yeni şeyler öğrenmek, bir yerlerde gönüllü olarak çalışarak kefaretlerini ödemek için ortadan kayboluyorlar
Tam olarak bir yıl sürmesi gerekmiyor elbette ama bir ay izin kullanıp dönmek gibi bir şey de değil. O kadar çok insan -biz şuna gap year değil de hayat molası diyelim- bu tip seyahatlere çıkıyor ki, bugün kocaman bir sektör halinde. Bu konuda yardımcı olan pek çok şirket, acente var. Seyahat dergileri her sene mutlaka bu konuya sayfalarını ayırıyor, en popüler rotaları duyuruyor.” yazıyor.
Çok hoşuma gitti. Kendim yapamadım ama en azından Çınar’ın yapması için elimden geleni yapacağım. Bunu gazetede okudum. Ardından tv de benzer bir konuda film izledim. Çok farklı geldi. İnsanlar hayatlarındaki monotonluğu gidermek için neler yapıyor bakın.
Film de başka ülkelerden insanlar internet üzerinden anlaşıp 1-2 haftalığına evlerini değiş-tokuş yapıyorlar. Düşünsenize 2 hafta ya da 1 ay yurtdışında bir başkasının evinde gidip kaldığınızı. Film çok hoştu çok beğendim. Yeni bir hayata yelken açıyorsun her değişiklikte yeni ortamları, hayatları doğuruyor.
Başka bir filmde de hareketli yaşamak adına neler yapmıyorlardı ki. Heyecan adrenalin diye diye. Ormanda hızlı bisiklet sürmeden tutun, sörf, dağa tırmanma, paintball, rafting aklınıza ne gelirse……
biraz geç kaldık sanırım böyle işler için...her ne kadar yaş önemli değil, ruhunun hissettiği yaşdasın deselerde gençlikteki gibi sorumsuz, rahat olabiliyor muyuz?evlilik, annelik, iş ve ev hayatı insanın omzuna bir sürü sorumluluk yüklüyor.öyle çılgınca düşünmeden tartmadan her istediğini yapamıyorsun.sezen aksu takvim şarkısında ne güzel söylemişşşş....
Yıllar mı hızlandı yoksa
Ne çabuk geçiyor bu uzun günler geceler
Daha dün gibi derler ya hani
Meğer herkes kurarmış böyle cümleler
Vakit geçmek bilmezdi oysa
Hangi ara koptu yaprak yaprak takvimler
Akarken birikti derler ya
Kasam boş kalbim kırık elde yine hüzünler
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok