Ev hanımlığı da bildiğimiz gibi nankör bir meslek. Görünmeyen, anlaşılamayan, çalışmayan kadın olarak nitelendirilen. oysa ki en ağır ve zor meslek bence. Ben evde iş yapmayı hiç sevmiyorum. Nedeni de yaptıklarının görülmemesi. Makineler çıktı ya sanki onlar her şeyi kendi yapıyor. Yani bulaşıkları, çamaşırları atmak çıkarmak yerleştirmek kendiliğinden yapılıyormuş gibi bahsediliyor. Zaten yemek, temizlik, ütü vs. çocuklarınla geçireceğin vakitlerden hep çalıyor ve onlarla az zaman geçiriyorsun evdeyken. Çalışırken de aynı vakti onlara ayırabiliyorsun. Yani ben evde çocuğuma bakıyorum diyen bir bayanla ben aynı zaman ayırabildiğimi gördüm. çünkü evde kaldığım zamanlarla kıyasladım ve baktım ki çalışmam onlara ayırdığım zamandan çalmıyor…üstelik çalışınca farklı ortamda bulunmak kadınlar için iyi de geliyor. Evde sürekli olmak, iş güç bir müddet sonra insanı boğuyor.
Tabii çalışmakla ev dışına çıkmayı işe gitmeyi kastetmiyorum. Evde de çalışıp farklı uğraşlar yapabilirsiniz. İnternetten bir şeyler yapabilirsiniz. Ya da avon, amway, tupperware, oriflame gibi farklı konularda, kadınları zaman anlamında çok bağlamayan, rahat çalışma ortamı sağlayan işlerle uğraşmak. Ya da kurslara gitmek. el işi yapmak, resim yapmak vs. Önemli olan kendine vakit ayırıp farklı işlerle uğraşmak. Kendini sadece ev işlerine ve çocuklarına adamamak. Bu hassas dengeyi iyi kurmak lazım. Biraz zaman ayarlaması yaparak düzeni kurmalı. Tabii bu iş yine kadınlara düşüyor. bütün dengeleri kurmak annelerin görevi...
En önemlisi kendini nasıl mutlu hissediyorsan öyle yaşamak…çalışıp çalışmamak tamamen size kalmış. Bu durum hayata bakışınıza, yaşamı algılayışınıza göre değişmekte.
Mutlu olun da nasıl olduğu çok önemli değil. hayat kısa...zaten mutlu anneler=mutlu çocuklar demektir.
Hiç yorum yok