15 gün kızımdan ayrı kaldığımda ve oğlumun acılarıyla birlikte yaşarken kızıma olan özlemimi de yazmak istedim. Onsuz ev ok adar sakin, sessiz ve neşesiz kaldı ki. Çınarımda hasta olunca evimizin havası değişti.
Kızım evimizin ateş böceği. Hareketli, bıcır bıcır. Bize çok düşkün. Ayrıca biz yokken sürekli anne-baba-ağbi diyormuş kuzucum. Onu o kadar çok özlemiştim ki sanki bir yarım eksik gibiydi. Ben ancak onlar yanımda ve sağlıklı olduklarında huzur buluyorum….
Artık konuşmaya da başladı. Ama ağbisini çok rahatsız ediyor. Karıştırıcı olduğundan ve onun odasını çok sevdiğinden çıkmıyor ve Çınar’ın odasını bolca karıştırıyor. Ağbisiyle oynamak istiyor ama genelde bu dökme, dağıtma, kırma, alma, atma şeklinde olduğundan çınarın pek hoşuna gitmiyor. Her şeyine müdahil. Çekmecelerini açıp, eşyalarını çıkarıyor, giyiyor…aralarda kavga-bağırma ve ağlama krizleri yaşıyoruz tabii. Ama bu aralar nili biraz uzak tutmaya çalışıyorum ağbisini yormasın ve sinirlendirmesin diye. O anlamıyor tabii. Gerçi “ağbi hasta hasta, doktor” diyor ama henüz çok minik…
Bir de kız olmanın verdiği cilve, öpücük, sevecenlik, süs gibi bir sürü sevimlilikleri yok mu? Kendini sevdiriyor. Bilmiş bilmiş dolaşıyor, dans ediyor. Makyaj yapmak istiyor. Kolye, bilezik takıyor. Sarılıyor, öpüyor….Nasıl bir şey bu kız çocukları gerçekten, inanılmaz…
2 yaş sendromu da başladı tabii. Biraz inat, istediğini yaptırma krizlerimiz oluyor.
Hele her şeye “benim, benim” demesi yok mu?
Yakında da 2 yaşına giriyoruz. Zaman gerçekten su gibi….
Yaşam sevincim ve pozitif enerji kaynağım çocuklarım….
Resimdeki gibi herkesin evinde sağlık, neşe ve her zaman güneş doğması dileğiyle….
-->
Hiç yorum yok