Asrın felaketi...

 Deprem ülkesi olduğumuzu unutup ne de güzel yaşıyorduk. Ama doğa kendini hatırlattı. Malesef 6 Şubatta büyük bir deprem yaşayarak 2023 yılına kara bir leke ve kocaman bir acı bırakmış olduk. 





10 şehri içine alan şiddetli ve arka arkaya iki büyük deprem. Özellikle ilkinin gece 4.17 de olması ayrı bir şok etkisi yarattı. Yüzeye yakın olması da ayrı handikabı. Kıyamet günü gibiydi diyen çok. Binalar yıkılıyor, soğuk, karanlık, depremin sesi, insanların sesleri ... Gerçekten kabus gibi. 

Bu fotoda yılın fotoğrafı seçilmeli. İlk gördüğümde nasıl ağlamıştım.


Acı, acı, acı. Tek kelimeyle bu. Söylenen 45 bine yaklaşan ölüm sayısı, onbinlerce yaralı. Herkes çok üzgün. Psikolojimiz iyice bozuldu. Ülkende bir taraf yanıyorsa senin mutlu olman mümkün değil. Hatta öyle büyük bir yangın ki için paramparça oluyor. 

Bir taraftan yıkılmayan, hiçbişey olmayan binaları da görmek. Diğer tarafta un ufak, kağıt gibi yıkılanların olması. İnanılmaz. Beton beton değil, kiremit kiremit değil. Özellikle zemindeki taşıyıcı kolonların kesilmesi ayrı bir cahillik. O kadar çok neden sayılıyor ki. Denetimsizlikten tutunda, malzeme kalitesizliği, sonradan yapılan tadilatlar, zeminin sıvılaşması vb...Ama yıkılmayanda çok. Yani olabiliyor. İstenirse yapılabiliyor. Onca can boşa mı gitti. Kalanlar yarım kaldı. Yaralananlar ayrı. Yüreği yaralanan bir ulustan hiç bahsetmiyorum. 



Aynı büyüklükte birçok ülkede bu depremler oluyor ve ölen sayısı birkaç kişi. Gerçekten deprem değil de beton öldürüyor. Betonun soğuk yüzünü bir depremde daha yine gördük. İnsan hayatının bu kadar ucuz olması, ölümle her an burun buruna yaşamak gerçekten çok yıkıcı, üzücü ve kaygı verici. 

Bu 10 şehir 1 ay olmak üzere ama sallanmaya devam ediyor. Ve başka şehirlere çok göç var. Onca insan ne yapsın. Depremzedeler için ülkece seferber olduk. Özellikle şehrimize gelen varsa ayrı önemsedik. Herkes canla başla çalıştı, elinden gelen yardımı yaptı. Ülkemizin, insanımızın en güzel tarafı bu insani yanımız, yardımsever olmamız. Zaten o da olmasa bunca acının üstesinden nasıl gelinir ki?

Son yıllarda yaşadığımız afetler gerçekten çok ve zor. Yangınlar, seller, pandemi, deprem. Eskiden daha iyi hayat yaşıyorduk. Bu 21. yüzyıl pek iyi gelmedi. Yeni nesil gerçekten şanssız. Rahat, gülümseyebilen, mutlu insan sayısı azaldı. Herkeste bir stres, gerilim, öfke. Tabii sadece afetler değil ekonomide çok önemli faktör. Ama doğa ve insanlar eskiden böyle değildi. Bir kere çok nüfus artışı var. Çok yapılaşma var. Betonların içine gömülü hayatlar. Hapishane gibi. Ama gençler bununla doğup büyüdüğü için başkasını bilmediklerinden onlara bu normal hatta iyi geliyor. Oysa ki biz arkadaşlarımızla sokaklarda oynardık. Herkes birbirini tanır ve güvenliydi. 

                            20 yılda yaşam nasıl bu kadar şekil değiştirdi, bu kadar değişti? 

                                   Doğa bunca nüfusu, tüketimi de kaldıramıyor artık...

Hiç yorum yok