Ayvalık merkezde çok güzeldi ama çok bakımsız buldum. O güzelim taş binalar yıkılmaya yüz tutmuş. Tescilli binalar değilmi, neden restore edilmiyorlar anlayamadım. Karışık bir düzen var, bir yoğunluk, plansızlık. Güzel mekanlar aralarda kaybolmuş.
Yeme-içme kültürü zengin olup balık-rakı-meze üçlüsünün olduğu eğlenceli mekanlarla doluydu. Ama dondurma ve tostta harikaydı. Bence mekanların hepsi güzeldi. Bir ada kültürü var zaten. Deniz kenarında yan yana sıralanmış cafe ve restoronlarla dolu. Her birinin dekorasyonu ayrı şıktı. Buradaki ünlü mekanları yazayım. Her ne kadar çoğuna gidemediysem de gidebildiklerim:
- Çamlık dondurmacısı. Özel dondurmalarını harika manzarada yemek keyifliydi. Sakızlı dondurması ve lor tatlısı meşhur...
- Ayvalık tostu harika. Ama dedemin tostunu da tavsiye ederim. Tost cenneti gibi burası...Birçok yerde tost yedik.
- Girit mezeleri. Ada olur da Ege'nin mezeleri olmaz mı? Bay Nihat meşhur epey.
- Taş kahve adından da anlaşıldığı gibi deniz kenarında taştan bir bina. Sakızlı kahve, dondurma gibi tatları meşhur...
Şeytan sofrasına gidemedim. Manzarasının çok güzel olduğu duydum.
Tabii benim için en güzel tarafı da uzun bir zamandan sonra alışveriş yapmaktı. Hele de zevkli, farklı tasarım ürünler bulmak harika birşeydi. 2 gün Cunda çarşısında dolaştım. Baktım, taktım, inceledim ve aldım. Takılar çok farklı ve güzeldi. Ayrıca bu bölgenin zeytinleri zeytinyağları meşhur. Sabunundan kremlerine kadar doğal zeytinyağından çok çeşitli ürün yelpazesi vardı.
Klasik büyük şehirlerde avm alışverişlerinden sonra böylesi yerlere bayılıyorum. Kadınların ürettiği, yerel ve özel tasarım olan herşeye.
Adalar harika... Yunan adaları da böyleydi. Bozcaada da. İstanbul adaları...
Bol bol gidip, gezip eğlenmek lazım...İyi tatiller...
Hiç yorum yok