İzleniyor muyuz?

Biyolojik savaş mı?

Black mirror mu?

Chiplenecek miyiz? Hacklenecek miyiz?

5G Teknolojisi mi?

Kore mi, Çin mi yoksa?

Üst akıl?

Doğanın intikamı mı?

Plan?

Bense sadece bir avuç deniz ve bir kucak ağaç isterim. Ve sevdiklerim…Gerisi onların olsun…

       Aynen böyle…Dünyanın sanırım  yüzde 80 ni, insanca ve doğayla barış içinde, şu ölümlü dünyada sevgiyle günlerini tamamlamak istiyordur. Zaten herşeyimiz ortada. Dünyanın yarısı internette, sosyal mecralarda. Herşeyleri biliniyor. İzleyin de ama yeter ki rahat bırakın, huzurla yaşayalım. Ama bir de doyumsuz, hırslı, egolu, kibirli, bencil, güç peşinde olan insanlar var. İşte onların ne istediğini büyük çoğunluk anlayamıyor  bile. Düşünüyorum ama anlam veremiyorum bende. Amaç huzurla mutlulukla bir ömrü tamamlamak olmalı değil mi? Bazı insanlarda,  5 Nisanda tüm dünyada coronaya karşı şifa niyetiyle aynı anda gerçekleşen bir meditasyon yaptık.  İnsanlar evrene doğaya olumlu enerjiler gönderip kurtulmamız için dua ediyorlar. Bilemiyoruz ki gerçekler ne ve  biz neresindeyiz??? Neyse siz de benim gibi hiç duymağınız terimleri öğrenmeye başladınız mı? Bazıları:

Biyolojik savaş: Zehirli maddeler kullanarak şimdi olduğu gibi virüs de olabilir, insan, hayvan ve bitkilerin öldürülmesine yönelik bir savaş yöntemi…

5G: 5.nesil mobil telekomünikasyon hizmetiymiş. Kablosuz telefon internet teknolojisi. Bu teknoloji ile inanılmaz hızda internet olacak, bir film indirmek saniyeler içinde olacakmış.

5G için çok sık baz istasyonları kurulması gerekliymiş ve bu baz istasyonları öldürücü radyasyon saçıyormuş. İki baz istasyonu arasından geçen arılar, hayvanlar ölmüş deniliyor. Tabii bu tam olarak kanıtlanamamış. Yani gerçekten çok zararlı mı? Yoksa bazı ülkelerin güçlenmesini istemeyen diğer ülkelerin uydurması mı?  

ÇİP: İnsanlara takılan küçük bir metaldir. Çipe her şey yüklenebiliyor, bir nevi sizi takip eden bir elektronik devre.  Dün izledim, İsveçte 3500 insan taktırmış mesela. Evine elindeki çipi göstererek giriyor. Hatta çip taktıranlar partisi kurulmuş. Çinde corona virüs için kullanılmış mesela. Nerelere gidip geldiğin buraya yükleniyor. Her girip çıktığın mekanda  gösteriyorsun çünkü. Eğer sende corona çıkarsa oradaki bilgilerden kimlerin risk altında olduğu tespit edilip o kişilere karantinaya girin deniliyormuş. Çok ilginç şeyler gerçekten izleyin göreceksiniz.  HACKLENEBİLİR insanda buradan geliyor tabii. Sizi yönetip her şeyi yaptırabilirler o çiplerle. Bununla ilgili çokça sinema filmi de var. Konu epey derin...

Transhumanism: İnsanın fiziksel ve bilişsel yeteneklerinin arttırılması  ve yaşlanma, hastalanma gibi arzu edilmeyen ve gereksiz görülen yönlerinin ortadan kaldırılması amacıyla teknoloji ve bilimden faydalanılması gerektiğini söyleyen bir harekettir.  Yani iyice mekanikleşmeye doğru gidiyoruz. Robotlar dünyası ya da robot insan karışımı canlılar. Bunlarla ilgili izlediğim birkaç filmi de yazacağım, öneririm.

Fütürizm: Gelecekle ilgili yenilikçi vizyon geliştiren, ilerici, gelecek senaryoları üreten teknolojik ve felsefi bir akım.

Levhi Mahfuz: Arapça da korunmuş levha anlamına gelir. İnsanların başlarına gelecek şeyleri içeren kader kitabıymış.

Singularity (Yapay zeka): Gelecekte yapay zekanın insan zekasının ötesine geçerek insan doğasını ve medeniyeti radikal bir biçimde değiştireceğine inanılan hipotez. Bundan sonrası sanırım öngörülemez bir yere doğru gidiyor…

Webdeep: Bu konuyla ilgili değil ama benim ilgimi çekti. Derin web, internetin geleneksel arama motorlarına erişilemeyen büyük bölümüdür. Görünmez web de denir. Burası da bir kara delik gibi.    Ucu bucağı yok, içinde de her türlü ilegal şey varmış. Kiralık katil, hackerlar, silah tüccarları ve aklınıza gelebilecek en kötü şeyler…

         Şu yazdıklarım bizim dünyamızdan ne kadar uzakta değil mi? Ne garip şeyler? Ve bence hepsinin ortak özelliği ürkütücü, kötü şeyler olması. Gerçekten başka dünyalar. Dünya değişiyor, teknoloji gelişiyor derken bunları mı bekleyip istiyorduk? Kendi adıma hayır. Tamam bir üç boyutlu yazıcı güzel olabilir, hamburger bile çıkaracakmış bize evimizde. Ama en fazlası bu işte. Aya marsa gitmek bile çok cazip değil benim için. Zaten aşağıda yazdığım filmleri izlerken çınar bile ne biçim gelecek böyle mi olacak, sevgi yok, insanlık yok dedi. Her şey makineleşmiş bir dünya. Tabii bunlar benim 10 günde okuyup, anlayabildiğim ve size aktarabildiğim kısım. Kimbilir neler var neler? Bizim aklımızın alamayacağı teoriler ya da gerçekler....
İlginizi çekerse izlediğim birkaç film adını da yazayım. 
·         Lucy 

       Hakkımızda hayırlısı demekten başka bir şey aklıma gelmiyor. Biz dua etmeye ve yaradana inanmaya devam edeceğiz. Gerisi takdiri ilahi…Levhi mahfuza yazılanları göreceğiz…

                               Hem fiziksel hem akıl sağlığımızı korumamız dileğiyle….