Nilin güncesi…3-4 yaş arası…(2013-2014)

*Dünyanın en güzel şeyi insanın minik çocuğu. Onun elleri, ayakları, mimikleri, dişleri, kahkaha sesi, saçları, kokusu……Yanında huzur bulduğum, koklamaya doyamadığım kızım. Cadoş kızım. Öyle tatlı ve sıcakki. Gelip sarılıp öpüyor. Canım annem deyip deyip öpmesi yokmu bütün yağlarım eriyorJ
*Ama kızınca çok alıngan. “Bana kızma” deyip hemen gelip sarılıyor. Özürdiliyor. Nasıl güzel bir konuşma, o bakışlar…kızgınlığımı alıp götürüyor. Onu öylece saatlerce izleyebilirim hiç bıkmadan…tam bir bilmiş, böyle nabza göre şerbet veriyor. Kızıyorum ya hemen beni sakinleştirmeye çalışıyor. Sarılıyor, öpüyor, gülüyor. Yumuşamam için…ah bu kızlar yok mu?

***Anneler günü hediyesi, bana el izinden mutfak önlüğü yapmış. Çok beğendim. O minik tombik ellerini hep hatırlayacağım. Birde sabunları rendeleyip, koku yapmış getirmiş….
***Okulu bittiğinden ata binme sertifikası aldık. Allahım 2-3 yaşlarında bile ata biniyorlar, törenler yapılıyor, sertifika veriliyor…yok böyle bir şey deyip inanamıyorsunuz….
toka kutumuz hem de çantamız....
***Yeni kreş baktık, karar verdik…biz çalışanların yaz kış ayrı iki seramonide çocukları ne yapacağız düşüncesi sıkıntı oluyor ebeveynlere. 1 hafta oldu başlayalı, memnun, alıştık. Uyumlu zaten, öyle ağlama-mızmızlanma yok. Büyümüş de küçülmüş….birde inadı olmasa. Hiç olmayacak bişey istiyor. Mesela evde dondurma yok saat akşamın 10’u. Tutturuyor dondurma da dondurma…ya da şehirlerarası yoldayız aklına bir şey geliyor. Oyuncağı mesela başlıyor oyuncağımda oyuncağım…yok onu tatmin etmiyor. İkna olmuyor, ağlıyor, istiyor da istiyor. Maalesef bu aralar böyle bir dönemdeyiz…
***Tatilde çok sıcak olmamasına rağmen inanılmaz isilik döktü. Öyle kötüydü ki geceleri bile uyuyamadı. İsiliklerin içleri sivilce gibi beyaz doldu, çok kötü görünüyordu. Ne verdiysek geçiremedik. Zaten doktorumuz en iyi şeyin gül suyu ile silmek olduğunu söylemişti. Bol güneş kremi birde. Belki de güneş alerjisiydi. Çünkü onda da aynı oluyormuş…
***En çok sevdiğim ve çınardan özlemini çektiğim şey çocuğun oyuncaklarıyla kendi kendine oynamasıydı. Ve nil bu konuda beni çok mutlu ediyor. Alıyor oyuncaklarını onları konuşturuyor, kendi kendine epey oynuyor. Öyle sevimli ki. O konuşmaları kaydetmeliyim. Neler neler söylüyor, komik…tabii ağbisinden çok şey öğreniyor. Özellikle erkeksi şeyler. Dövüşmeler, canavarlar…çınar’ın oyuncakları, oynadığı bilgisayar oyunları falan genelde daha kaba, şiddet içerikli. Her erkek çocuğu gibi. Nilde ondan bunları öğrendikçe hoşuma gitmiyor, kabalaşıyor. Oysa ki o daha kızsı, daha naif, evcilik, kız bebekler, sevgi dolu oyunlar oynayacaktı bence.

tokalarımızdan...


***Nilin en çok dikkat çeken şeyi saçları. Kıvırcık kabarık…hoş duruyor. İnsanların ilgisini çekiyor. İlk kez saçını kestim. Bugüne kadar kıyamamıştım. Çocuklarda, bebeklerde erkek kız uzun saçı çok seviyorum…Saçları doğduğundan beri kesilmemişti. Çok güzel, uzun lüle lüle. Ama banyodan sonra taratmıyor, çok acıyormuş…öyle olunca da arap saçına dönüyoruz…Ayrıca saçlar hep açık duracak. Toplatmayı sevmiyor…böyle olunca terleme, isilik oluyor boynu sürekli...kuaföre götürdüm kestirmedi, mecburen uçlarından kendim kestim…
*** Evcimen, evine ve ailesine çok düşkün. Hele ağbisine…çok seviyor…ağbisinden ayrı kalınca ağbimi özledim diye başlıyor… çok seviyor ama pek anlaşamıyorlar. Ağbisiyle ıpad kavgası yapıyor…bir oynaması var şaşırıyorsunuz…ağlayarak geliyor “Ağbim benimle oyanmıyoooo” diyeJ
***Ne alsak, giysek, yapsak hemen koşa koşa “baba nasıl olmuş”,” bak baba bunu yaptım” “baba güzelmi”, baba bak bak bak….bir göstermece, bir cilve durumu var…
***Sırtımı kaşı. Evde kimi bulsa oturan hemen kucağına gelir kedi gibi sırnaşıp, “sırtımı kaşı”
hello kity aksesuarlarımız...
diyor. En çok da bana. Biraz yapışık durumdayız. “Anne seni istiyorum” deyip ben olunca kimseyle ne oyun oynuyor, ne yemek, ne uyuma. Hepsi benimle yapılıyor.
***Oje sürüyoruz, hiç bıkmadan, çıkarttırıyor, yenisini sürdürüyor…rengarenk…
***Her gün elbise giymek istiyoruz. Sürekliiii….yaz kış demeden….artık alışverişimizi de kendisi yapıyor. hemen elbise bulup beğenip alıyor. ayakkabı da aynı. tabii hello kity gibi figürlü olanlar kesinlikle alınıyor.
***Geçen arabada giderken babasına başka arabayı gösterip “artistlik yapıyor” demezmi…onu nereden öğrenmiş hiç bilmiyorummm…
***Bir tek diş fırçalamayı sevdiremedik. Dişleri de çürümeye çok müsait.
***En sevdiklerimiz mini mouse, hello kity ve monster high kızları. oyuncakçıya gittiğimizde ismini söyleyip monster high istemesi yokmuydu. barbie bebeklerle oynamaya çok küçük yaşta başladık. ve ben çok şaşırdım. artık 10-15 yaşları arasında ne alacağız, ne sevecek merak ediyorum...
3,5 yaşında böyleyiz hızla büyüyoruz…çocuklara bol gülücük ve kahkahalı günler dileğiyle…

-->

Hiç yorum yok