kadın ve anne olmak




















Ana başlıklarımı belirledim, yazacaklarımıda. sadece vakit bulup bu başlıkların altlarını doldurmaya çalışıyorum.
İşte ve evde çok yoğunum. Malesef hem ev hem iş kadını hem de sosyal bir bayan olmak çok zor.Hele yardımcılarınız, desteğiniz yoksa, orta halli bir hayatınız varsa.
günlük tempom süper başlıyor.sabah işte başlıyorum yoğunluğa. Çalışan insana her yerde iş var her zaman hiç boş kalmaz.bende öyleyim.işte arada internete bakmayı dünyadan haberdar olmayı da seviyorum.sonra evde bir 20 aylık dünya tatlısı oğlum beni bekliyor. Çok dinamik, enerjik ve beni özlemiş olarak. Onunla ilgilenmem lazım. Arkadaşlarımla görüşmek, gezmek, spora ve alışverişe gitmek istiyorum.Hepsini de yapmaya çalışıyorum. Ama gerçekten ya evi ya işi yada çocuğunu ihmal edeceksin yoksa hepsi bir arada çok zor. Yani demek istediğim evim çok temiz düzenli olacak dersem gezmeye, alışverişe ya da spora vakit kalmıyor. En iyisi hepsini orta kararda azar azar yapabilmekte.Hepsini iyi yapmak istiyorum. Çok titizim, gezmeyi seviyorum ve aynı zamanda işkoliğim.Çalışmayıda seviyorum.Ama en önemlisi oğlumu çok seviyorum.O her şeyden önemli.en önemli ve büyük işim çınar.İşte hayat böyle bir şey.Parça pürtük oluyorsunuz sorumluluklarınız çok fazla.Mükemmelliyetçi bir yapınız varsa kendinizi fazlaca yoruyorsunuz.Bunaldığımda oluyor.Hem kariyer hem annelik oluyor ama öyle günlük güneşlik değil.Epey fedakarlıkla zor oluyor yani.Ama gerçek olan şey en önemlisi çocuklarımız.Onlar ihmale gelmez.Onları çok iyi yetiştirmeliyiz.En azından SEVGİMİZ VE İLGİMİZLE...
ANNELER ANNELER AH ANNELER
Akşam annemle babam televizyon seyrediyorlardı .
Annem, 'Geç oldu, zaten yorgunum, ben yatıyorum.' dedi.
Annem kalktı, mutfağa gitti.
Çerez-meyve tabaklarını çalkaladı, kaldırdı.
Sabaha hazır olsun diye çaydanlığı doldurdu, demliğe çay koydu.
Şekerliğe baktı, dibinde az kalmış, üstüne ekledi.
Kahvaltı için buzluktan ekmek çıkardı, akşam yemeği için çözülsün diye de eti aşağıya koydu.
Kahvaltı masasını hazırlamak için masanın üstündekileri topladı.
Telefonu şarja koydu, telefon defterini kapatıp yerine koydu.
Sonra çamaşır makinesinden ıslak çamaşırları çıkarıp astı ve makineyi tekrar doldurdu.
Banyodaki çöp sepetini boşalttı.
Islak bir havluyu kurusun diye duş perdesinin borusuna astı.
Bir gömlek ütüledi, kopuk düğmesini dikti.
Çiçekleri suladı.
Esneyerek gerindi ve yatak odasının yolunu tuttu.
Çalışma masasının yanından geçerken durdu, öğretmene tezkere yazdı, okul gezisi için para sayıp ayırdı, eğildi, sandalyenin altına girmiş ders kitabını aldı, masanın üstüne koydu.
Kek tarifleri defterini çıkardı, arkadaşına söz verdiği tarifi bir kağıda yazdı, çantasına koydu.
Bakkaldan alınacakları not etti, notu da çantasına koydu.
Sonra gitti, 3'ü 1 arada temizleme losyonuyla yüzünü yıkadı, dişlerini fırçaladı.
Gece kremini ve kırışık önleyici nemlendiricisini sürdü.
Tırnaklarına baktı, törpüledi.
İçeriden 'sen yatmaya gitmemiş miydin' diye seslenen babama şimdi gidiyorum' deyip köpeğin su kabını doldurdu.
Kapıları pencereleri kontrol etti, holdeki lambayı yaktı.
Kardeşimin odasına gitti, oğlan uyumuş, lambasını söndürdü, bilgisayarını kapattı, gömleğini astı, yerdeki kirli çorapları toplayıp sepete attı.
Bana geldi, 'haydi yat artık, biraz da yarın çalışırsın,' dedi.
Kendi odasına gitti, saati kurdu, ertesi gün giyeceklerini hazırladı.
6 maddelik acil işler listesine 3 madde daha ekledi.
Kendi kendine iyi geceler diledi, hayallerinin gerçekleştiğini gözünün önüne getirdi.
İşte o sırada babam televizyonu kapattı, ortaya öylece bir 'ben yatıyorum' dedi ve gitti yattı.
Sizce bu işte bir gariplik yok mu?
Kadınların neden daha uzun yaşadığını merak etmiyor musunuz?
ÇÜNKÜ BİZİM YAPIMIZ UZUN ÇEKİŞLİ (ve işimizi bitirmeden öyle çabuk çabuk ölemeyiz)!
tanıdık geliyormu????

Hiç yorum yok