Bu aralar gündüz programlarında konuklar çok ilgimi çekti. Biri İclal Aydın'ın programında Ekoloji uzmanı Erkan Şamcı, diğeri de Ender Saraç’ın programında Suna Dumankaya'ydı. İkisi de doğal malzemelerle meyve, baharat gibi evdeki ürünlermizle, her türlü ihtiyacımız olan ürünleri kendimizin yapması için tarifler veriyordu. Ekoloji uzmanı, daha çok deterjan, ev temizliği, böceklerden kurtulma, ev kokuları gibi fazlaca ağır kimyasallar içeren ürünlerin hiç faydası olmadığını, tam tersi çok zarar verdiğini anlatıyordu. Ve evde kendimizin yapabileceği arınma, temizleme gibi tarifler veriyordu. Alkımda kalanlar;
Bulaşık makinesine parlatıcı yerine sirke konulabilir…
Deterjan yerine 1’er yemek kaşığı limon tuzu+ karbonatı kaynar suyla karıştırıp, karışımı bulaşıkların üzerine serpebilirsiniz.… çatal bıçakların arasına da yarım limonu dilimleyip koyarsanız kirler kalmazmış…
Diş macunu yerine dişlerini bal ile fırçala….
Karıncaları kovmak için tarçın veya tebeşir tozu kullan….
Böcekler için kireç tozu kullan…..apatman boşluklarına serpin...
Deterjan yerine 1’er yemek kaşığı limon tuzu+ karbonatı kaynar suyla karıştırıp, karışımı bulaşıkların üzerine serpebilirsiniz.… çatal bıçakların arasına da yarım limonu dilimleyip koyarsanız kirler kalmazmış…
Diş macunu yerine dişlerini bal ile fırçala….
Karıncaları kovmak için tarçın veya tebeşir tozu kullan….
Böcekler için kireç tozu kullan…..apatman boşluklarına serpin...
http://www.iyifikirtrt.com/makale/88/karincabocek-ve-farelerden-kurtulmanin-dogal-yollariHalı, Koltuk Lekeleri için bir miktar sıcak su, oksijenli su, kolonya karıştır, sil…
ve hatta banyodan sonra sirke dökün üstünüze ancak o zaman temizlenmiş olursunuz dedi. durumlar fena yani. hazır aldığımız tüm ürünlerin kırıntılarının üstümüzde kalıp bize zarar verdiğini söyledi. ayrıca her ürünün aynı olduğunu. yani şampuan, sıvı sabun, krem, vücut şampuanı hepsi aynıymış...aynısı deterjanlar içinde geçerli. eğer bir sabun renkli ise kokusuna aldanıp onu almayın dedi. sabunun şekilsiz renksiz doğal olanını alın dedi. bir kadın çok temiz ve titizse, elinden çamaşır suyu eksik olmuyorsa yakınındakilerin vay haline dedi de dedi.
Suna Dumankaya’da daha çok güzellik, makyaj konularında süper güzel tarifler verdi. Evdeki malzemelerden mesela bal, yoğurt, salatalık, limon, soda, yumurta gibi inanılmaz maskeler, kremler vb. farklı ürünler hazırlıyor...hele meyveler ve faydaları sayılamayacak kadar çok. Kiraz ve sapları, kayısı, üzüm ve çekirdeği. vbhttp://www.sunadumankaya.com.tr/programı facebook sayfasında yayınlamışlar:
Zencefil ve zerdaçalı da yazmadan geçemeyeceğim. O kadar çok söyleniyor, duyuyoruz ki her uzmandan… Zencefil Kuran’da adı geçen tek baharatmış….faydası saymakla bitmez….Zerdaçal da kanser kovucuymuş…unutmayalım ve ikisini soframızdan eksik etmeyelim….
Artık herkes doğalın peşinde. Bir şekilde ufak hobi bahçesi yapıp veya balkonunda bile olsa sebzesini, domates-salatalığını yetiştirmenin derdinde. Her yerde, herşey de kanser var çünkü. Etrafımız suni şeylerle dolu. Doğala hasret kaldık. Beslenmeden tutunda giydiğimiz, temizlikte kullandığımız, cildimize sürdüğümüz şeyler bile bir sürü kimyasal içeriyor….Prof. Dr. Yavuz Dizdar'ın beslenme ve kanser konusunda söylemleri ne kadar keskin ve hiddetli ise ekoloji uzmanı Erkan Şamcı’da öyleydi. Zehir satıyorlar deyip durdu. Ben samimi olduklarını düşünmek istiyorum. Her yerimiz öyle kuşanmış ki zehirlerle yaşıyoruz diye düşünmeye başladım. Ki bu durumda sağlıklı bireyler olmak gerçekten zorlaştı.
En çok çocuklarım için endişeleniyorum. Daha küçükten bu kadar zararlı maddeleri vücutları almaya başlıyor. Çocuklarda da kanser oranları çok artmış. Son zamanlarda organik pazara gidemiyorum, yeri geliyor tavuk yiyoruz, hazır meyve suyu, süt içiyoruz. Marketten aldığım şampuanı kullanıyorum çocuklara. Kıyafetlerini, tabak, çatalını yine market ürünleriyle yıkıyorum. Bebekken daha hassastım. Bir yere kadar önemsiyorsunuz bunları. çünkü özel çaba ve zaman ayırmanız gereken bir durum. Öyle hemen her yerde organik deterjan bulamıyorsunuz. Bitince yerine hemen yenisini alamıyorsunuz öyle olunca da markete mecbur kalıyorsunuz. Kaldı ki birçok ürünün üstünde doğal yazıyor ama sertifika yok. Toplumda güvende kalmadı. Acaba gerçekten doğal mı, zararsızmı diye düşünmekten kendini alıkoyamıyorsun. Bu durumu çok kafama taktığım zamanlar oluyor. Sanırım ne yapıp edip bu mevzuda daha hassas olup, önem vermek gerekiyor.
Eğer boş vaktim olsa ya da zaman ayırabilsem gerçekten herşeyimi kendim yapmak isterim. Herşey doğada var. Hiçbirşey boşuna yaradılmamış, mesela bir meyvenin kabuğundan sapına, çekirdeğine kadar farklı farklı heryeri şifa dağıtıyor. İlginç gerçekten. Üstelik bunlar artık keşfedilmiş, birçok uzman açıklıyor. Ahmet Maranki'nin de bu konuda çok güzel önerileri, tarifleri var.
Ben inanıyorum ki yıllar yıllar sonra doğaya dönüş çok artacak. Bu trend başladı zaten. Tabii o zamanlar işallah bir doğa ve doğal ürünler kalırsa…Herkese en değerli hazinemiz olan bolll sağlık diliyorum…
Hiç yorum yok